- YAYINLAR
- Türkiye İş Ahlakı Zirvesi
Türkiye İş Ahlakı Zirvesi
İş Ahlakı Zirvesi’nin Amacı
“Ben, güzel ahlakı tamamlamak için gönderildim” diyen bir Peygamber’in ümmeti olarak hayatımızın her alanında ahlaki olanı aramakla yükümlüyüz. Bu yükümlülük, sadece İlahi bir emir olması dolayısıyla değil, bununla birlikte eşrefi mahlûkat olmanın bilincine vararak huzurlu bir toplumsal hayatı yaşayabilmemiz için de gereklidir.
Çünkü ahlaki standartlar hem insani varoluşun hem manevi gelişmenin hem de iktisadi ilerlemenin zorunlu bir şartıdır. Davranışları iyi ve kötü olarak değerlendiren ahlak disiplini, insanın diğer insanlarla, yani toplum hâlinde yaşamasının bir ürünüdür. Bu hâliyle toplum olarak barış ve huzur içerisinde yaşamanın gerekliliklerine işaret eder. Bununla birlikte ahlaki meşruiyeti barındıran iktisadi standartların gelişmesi ve uygulanması da iktisadi hayatın öngörülebilirliğini artırarak kalıcı ve uzun erimli iktisadi gelişmelere yol açacaktır. İktisadi hayatımızda ahlaki ilke ve kuralların yaygınlaşması, Türkiye’nin pek çok sorununun temelden halledilebilmesinin imkânını da sunacaktır.
Adil, paylaşımcı, onurlu ve üretken bir toplumsal hayatın en önemli göstergelerinden biri, ahlakın iktisadi hayata egemen olmasıdır. İster işveren ister işgören olarak hayatımızın önemli bir kısmını tahsis ettiğimiz iktisadi meşguliyetler, ahlaki tutarlılığımızın sınandığı bir alandır. İşgörenlerin, yaptığı işi düzgün ve zamanında yapmasının yanı sıra kendilerine emanet edilenlere kendi malı gibi sahip çıkması, buna karşın işverenlerin de uygun çalışma koşullarını hazırlaması, işgörene emeğinin hakkını vermesi, üretilen ürünün ayıp ve kusur gibi bütün sorumluluklarını üstlenmesi,üçüncü şahıslara karşı yükümlülüklerini zamanında ve bütünüyle yerine getirmesi, hukuki olduğu kadar ahlaki bir bilincin yerleşmesine bağlıdır.
Bugün toplum olarak ahlaki noktada pek çok eksiğimiz olduğu açıktır. Toplumda herhangi birine herhangi bir meslek koluyla ilgili yaşadıkları sorulduğunda olumsuz pek çok anıya sahip olduğu ortaya çıkacaktır. İşin üzücü tarafı, söz konusu sıkıntı ve yetersizliklerin uzun zamandır yaşanmakta olduğudur.
Osmanlı iktisat tarihçisi Sabri Ülgener, iktisadi hayatımızdaki ahlaki dejenerasyonla ilgili çok önemli bilgiler verir ve tespitlerde bulunur. Batı’da kapitalizmin ortaya çıkmasına paralel olarak Osmanlı’nın pek çok alanda gerilemeye başladığını ve bunun neticesinde iktisadi hayatımızın da durgunlaşıp kokuşmaya başladığını belirtir. Öyle ki tüccar anlamına gelen bezirgân kelimesinin bir zamanlar olumlu çağrışımlara sahip olduğunu, ama çözülme devrinden itibaren bu anlamın bozularak değerini kaybettiğini ifade eder. Aynı şekilde bugün ticarethane dediğimiz, “kâr” kelimesinden türetilen ve “kâr elde edilen yer” anlamına gelen kârhanenin nasıl zamanla başka ve süfli bir anlama dönüştüğünden söz eder. Üstelik Batılı gelişmiş ülkelerdeki iş ahlakı, hemen herkesin gıptayla baktığı bir düzeydedir. Ahlak üzerinde bu kadar ısrarla duran bir kültüre sahipken sıra ahlaki uygulamalara geldiğinde özellikle Batı toplumunun gerisine düşmek, üzerinde önemle durmamız gereken bir konudur.
İşte bu sebeplerle “İş Ahlakı Zirvesi” düzenleyerek iş ahlakının önemini öncelikle kendimize hatırlatmak, sonra da bütün Türkiye’nin gündemine getirmek amaçlanmıştır. İş Ahlakı Zirvesi’yle,
• Türkiye’de iş ahlakını kamuoyunun, devlet kurum ve kuruluşlarının, iş dünyasının, STK’ların ve medyanın gündemine taşımak,
• İş ahlakında iyi uygulama örneklerini ortaya çıkarmak ve bunları yaygınlaştırmak,
• İş ahlakı eğitimi konusunda eğitim-öğretim kurumları, meslek örgütleri ve iş dünyasında duyarlılık oluşturmak ve bu eğitimlerin yaygınlaşmasına
katkı sağlamak,
• Üniversiteler, meslek kuruluşları ve iş dünyasının iş ahlakı uygulamaları alanında teorik ve pratik ortak çalışmalar yapmasına zemin oluşturmak
hedeflenmiştir.
Daha iyi bir insan, daha iyi bir işgören, daha iyi bir işveren, daha iyi bir toplum ve daha üretken bir Türkiye’ye ancak ahlakın egemen olduğu bir iş hayatıyla ulaşacağımıza inanmaktayız.