Her zorlukla birlikte bir kolaylık vardır

Tarihte ender rastlanan salgınlardan birini yaşamaktayız ve bütün insanlık olarak ağır bir bedel ödemekteyiz. Mayıs ayının başına kadar salgından ölenlerin sayısı 200 bini geçmiş, on milyonlarca insan işini kaybetmiş, yüz milyarlarca dolarlık ekonomik kayıp ortaya çıkmıştır. Bu ağır faturaya rağmen salgın, bütünüyle kontrol altına alınamadığı gibi daha ne kadar süreceğine ilişkin kesin verilere de sahip değiliz. Önümüzdeki yaz aylarında salgının yavaşlayacağı öngörülmekle birlikte sonbaharla birlikte ikinci dalganın ortaya çıkabileceğine yönelik güçlü iddialar da bulunmaktadır. Yani insanlığın koronavirüsle imtihanı henüz bitmiş görünmüyor.

Koronavirüs salgını, yukarıda bahsedilen zararlarının yanı sıra sosyal hayatı da durdurmuş durumdadır. Sokağa çıkma yasakları, karantina önlemleri, toplu faaliyetlerin yasaklanması, birçok işyeri ve kurumun faaliyetlerinin durdurulması sosyal hayatı adeta felce uğrattı. Bu durumdan İGİAD olarak biz de nasibimizi aldık. Yüz yüze yapılan toplu faaliyetlerimizi askıya aldık ama bütünüyle de sonlandırmadık. Pek çok toplantı ve faaliyetlerimizi sanal ortam aracılığıyla sürdürmekteyiz.

Hem insanlık hem de Türkiye olarak bu tehdidin de üstesinden geleceğimize inanıyoruz. Ancak bu sıkıntılı günler geçtiğinde geriye kalacak olan, insanların bu zor dönemde nasıl davrandıkları, ne tür bir tavır sergiledikleridir. İşbirliği yapılması ve dayanışma gösterilmesi gereken bu zamanlarda maalesef bazı firmalar karaborsacılık ve ihtikâra yeltenmiş, insanların zor durumda olmalarını kâra çevirmeye çalışmışlardır. Ancak yine de bunlar, toplumun küçük bir kısmını meydana getirmektedir. Halkımızın büyük bir kısmı, özellikle sağlık çalışanları, üzerlerine düşen görevleri fazlasıyla ve bihakkın yerine getirmiş, gerekli dayanışma ve yardımlaşmayı sergilemiştir. Virüsle mücadele eden başta sağlık çalışanları ve kamu görevlileri olmak üzere gerekli hassasiyeti gösteren duyarlı vatandaşlarımızı buradan tebrik etmeyi bir görev biliyoruz.

Bu sayımızda önemli bir konuyu gündeme aldık. Her geçen gün daha fazla katılımcının faydalandığı tasarrufa dayalı finans sistemi, sadece dar ve orta gelirli vatandaşların ihtiyacını karşılamakla kalmıyor, aynı zamanda önemli bir finans kaynağı oluşturarak ekonomik kalkınmaya katkıda bulunuyor. Ancak Türkiye’de henüz yeni olan bu finans yönteminin kurumsallaşma ve yasallaşma noktasında bazı sıkıntıları olduğu da bilinmektedir. Tüm bu konular, alanının uzman isimleriyle değerlendirildi. Ekonomi Politikaları Kurulu üyesi Prof. Dr. Servet Bayındır ile konunun fıkhi yönü ele alındı. Birevim Genel Müdürü Av. Mahir Orak ile meselenin pratik yönü değerlendirildi. Ayrıca Muhammet Sait Bozik ile Abdüsselam Sağın, makaleleriyle dosyaya katkıda bulundular. Muhammet Sait Bozik’in katkısı ise makalenin de ötesindeydi. Dosyaya katkıda bulunanları belirleme, onlarla irtibat kurma, ilgili kaynaklara ulaşma noktasında gösterdiği özverili gayretler için kendisine hassaten teşekkür ediyoruz.

Salgın döneminin de atlatılarak yüz yüze görüşmelere başlamayı iple çekiyor, canı gönülden diliyoruz. Bazı faaliyetler sanal ortamda yapılsa da yüz yüze gerçekleştirilenlerin yerini hiçbir şekilde tutmuyor, çünkü insan sosyal bir varlıktır ve sosyal iletişimin sıcaklığını aramaktadır. Bu sıkıntıların üstesinden gelineceğine ve her zorlukla birlikte bir kolaylık olduğuna inanmaktayız.

AYHAN KARAHAN

İGİAD Yönetim Kurulu Başkanı