- YAYINLAR
- İsraf ve Gösteriş Tüketimi
İsraf ve Gösteriş Tüketimi
İsraf: Ekonomik virüs
Ekonomik ve toplumsal hayatın en zararlı virüslerinden biri israftır. Birkaç yıldır korona virüsünün insan sağlığı için oluşturduğu tehdidi yakından yaşamaktayız. İsrafın ekonomi için meydana getirdiği tehdit, bundan daha küçük değildir. İsraf, alın teriyle üretilen değerlerin heba olmasına, kaynakların boşa gitmesine, verimsizliğe, fakirliğe ve daha birçok zarara yol açmaktadır. İsrafın toplumsal zararları ise en az ekonomik zararları kadar büyüktür. Özellikle gösterişe yönelik tüketim diye adlandırılan israf türü; adaletsizliğe, kıskançlığa, toplumsal vicdanın yaralanmasına yol açmaktadır.
İsrafın önlenmesi konusunda özel sektörden kamuya, medyadan eğitim kurumlarına kadar pek çok birime görev düşmekle birlikte sorunun nihai çözüm adresinin her kişinin kendisi olduğunu bilmek gerekir. Çünkü israfı önleyecek olan bizleriz. Kendimiz bu konuda daha fazla hassasiyet sergilersek sorunun çözüldüğünü veya kontrol altına alındığını görebiliriz. Ama somut bir adım atmak yerine sadece şikâyet eder, sorumluluğu başkasının sırtına yüklersek herhangi bir gelişmenin olmayacağı da açıktır.
Ekonomik refaha ve sosyal adalete erişebilmenin olmazsa olmaz gündem maddelerinden biri, israfın önlenmesidir. Bu nedenle bu sayımızda israfı ve gösteriş tüketimini konu edindik. İslam’ın israfa bakışını ve bunu önlemek için aldığı tedbirleri, Prof. Dr. Mehmet Soysaldı hocamız ele aldı. Gösterişçi tüketimin kendini en çok gösterdiği mekânlardan biri alışveriş merkezleridir. AVM’lerin bu yönünü ele alarak kritiğe tabi tutan Ayşe Küçük ise gündelik hayatımıza ilişkin önemli bir farkındalığa yol açacak bir makaleyle konuya katkıda bulundu. Konuyla ilgili genişçe bir röportaj ise Dr. Hasan Terzi’yle yapıldı. Meseleyi farklı boyutlarıyla analiz ederek israfın önlenmesi için gündelik tedbirlerden ziyade zihniyet dönüşümünün önemine vurgu yapması, israfın ne kadar derin ve süreğen bir sorun olduğunu ortaya koymaktadır.
Türkiye’deki iş hayatı için önemli kriterlerden biri haline gelen İnsani Geçim Ücreti (İGÜ), 2022 yılı için açıklandı. Yaşanan enflasyonun da etkisiyle 5.303 TL olarak belirlenen İGÜ’nün sadece İstanbul’u değil, bütün Türkiye’yi kapsadığı ifade edildi. Açıklanan bu rakamın işgörenleri nispeten rahatlatacağı ve enflasyon karşısında onların reel gelir düzeylerini koruyacağı beklenmektedir.
Türkiye İş Ahlakı Zirvesi’nin altıncısı İstanbul’da yoğun bir katılımla yapıldı. İGİAD’ın düzenlediği ve “Zor Zamanda İş Ahlakının Önemi” başlığını taşıyan zirve, gerek korona virüsü gerekse döviz sarmalının yol açtığı bir dönemde yapıldı. İçinden geçmekte olduğumuz zor zamanlarda iş ahlakını korumanın önemine değinildi ve bu süreçten güçlü ve büyüyerek çıkmanın yolunun, öncelikle iş ahlakına riayet etmek olduğu vurgulandı.
Üyelerle röportaj bölümünde ise yayıncı Davut Güler’i konuk ettik. Gençlik yıllarından itibaren hem sosyal mücadeleler içerisinde bulunmuş hem de iş hayatına atılmış biri olarak kendi tecrübelerini bizimle paylaştı. Herkesin bu tecrübelerden çıkaracağı pek çok ders bulunmaktadır.
2022 yılının tüm insanlık, İslam dünyası, Türkiye ve iş dünyasına hayırlar getirmesini diliyorum. İsraf konusunda daha fazla duyarlılık sergileyerek ekonomik ve sosyal sorunların bir nebze de olsa azaltılmasını temenni ediyorum.
Ayhan Karahan