Bir ramazanın ardından…

Rahmet, mağfiret ve cehennem ateşinden kurtuluş ayı olan bir ramazanı daha idrak edip bayrama kavuşmanın huzurunu yaşıyoruz. Bir ay boyunca oruç tutarak, fitre ve zekât vererek, fakirlerle ilgilenerek, iftarlarda bir araya gelerek ramazanın bereketinden ve rahmetinden istifade etmeye çalıştık. Orucun sadece aç kalmak değil, bilakis aç kalanlarla ortak bir duygudaşlık geliştirmek olduğu bilinciyle hareket etmeye gayret ettik. Ramazanın bir başka güzelliği ve bereket kaynağı da paylaşmayı öngörmesidir. Bunun asgari düzeyi zekât ve fitredir ancak paylaşmanın bir başka yolu da infaktır. Herkes kendinde var olanla bu infak kervanına katılmaya ve malıyla, emeğiyle, bilgisiyle kendini arındırmaya çalıştı.

Böylesi bir duygu atmosferiyle girdiğimiz Ramazan Bayramı’nın tüm İslam alemine hayır, huzur, barış ve bereket getirmesini niyaz ediyorum. İslam dünyasının dört bir yanında yaşanan felaketler nedeniyle uzun bir süredir bayramları hakkıyla kutlayamaz olduk. Başta Filistin ve Suriye olmak üzere pek çok ülkede yaşanan acılar, gerçek bir bayram sevinci yaşamamızı engelliyor. Bayramlarımız, bütün burukluğuna rağmen, ortak bir kardeşlik bilincini canlı tutması, dünya genelinde barış ve adalet arayışını gündeme getirmesi yönüyle çok önemli bir misyonu yerine getiriyor.

Ramazan ayının hemen ertesinde yayınlanan bu bültenimizde “E-ticaret ve Yeni Ekonomi”yi gündemimize aldık. İnternetin yaygınlaşması, sadece gündelik hayatımızı değil, aynı zamanda ve daha fazla ekonomik hayatımızı derinden etkilemektedir. Pek çok ticari ilişki internet üzerinden yapılmakta, alışverişin en önemli mekanları olarak internet siteleri ön plana çıkmaktadır. Her geçen gün alışverişimizin daha fazla bir kısmını sanal ortam üzerinden yapmaktayız.

İnternetin ön plana çıktığı ama daha genelde bilgi tabanlı faaliyetlerin belirleyici olduğu yeni bir ekonomik yapı gelişmektedir. Yeni ekonomi, istihdam alanlarından kalifiye emeğin eğitimine, işveren-işgören ilişkilerinden devletin pozisyonuna kadar çeşitli alanları doğrudan etkilemekte ve dönüştürmektedir. Bu değişimi anlamak, nereye yöneleceğini kestirebilmek ve bu dönüşüm karşısında doğru bir tutum ve pozisyon alabilmek için uzmanların fikrine başvurduk.

Yeni ekonomi üzerine Türkiye’nin en yetkin isimlerinden biri olan Marmara Üniversitesi öğretim üyesi Prof. Dr. Nuray Terzi ile röportaj yaptık. Dijital Devrim’in gelişmekte olan ülkelerin önüne yeni fırsatlar çıkardığını belirten Terzi, yeni ekonominin yol açtığı değişim karşısında ekonomi biliminin kendini gözden geçirmesi ve yeni gerçeklere göre tanımlaması gerektiğini vurguladı. Prof. Dr. İbrahim Güran Yumuşak ise elektronik ticareti ve bunun Türkiye’ye yansımasını ele aldı. Türkiye’nin dünya e-ticaret piyasasından daha fazla pay alabilmesinin gerekliliği üzerinde durdu. Prof. Dr. Özgür Aslan ise “yeni ekonomi”nin ne olduğunu ve gelişim sürecini değerlendirdi. Teknoloji yoğun üretimi başaran ülkeler ile diğerleri arasındaki farkın daha da açıldığına dikkat çekerek potansiyel bir tehlikeye işaret etti.

“Üyelerimizle Söyleşi” bölümünün bu sayıdaki konuğu, Kenan Yabanigül oldu. Hayatı, gönüllü faaliyetlerde geçen, üretken ve gözü pek bir girişimci olan Kenan Yabanigül’e, engin tecrübesini bizimle paylaştığı için teşekkür ediyorum. Böyle dolu dolu ve fedakârca bir hayat yaşayan dostlara sahip olmaktan ve aynı dernek çatısı altında bulunmaktan gurur duyduğumu ifade etmek istiyorum.

Ayhan Karahan

İGİAD Başkanı