- YAYINLAR
- Yeşil Ekonomi ve Çevre Ahlakı
Yeşil Ekonomi ve Çevre Ahlakı
Çevre ahlakı
Bugün hâlihazırda dünyanın pek çok ülkesinde kuraklık yaşanmakta ve buna bağlı olarak su kıtlığı ve tarımsal üretimde yetersizlikler görülmektedir. Ancak çevreyle ilgili olumsuz haberler, sadece bundan ibaret değildir. Uzun zamandır küresel ısınmadan bahsedilmektedir. Atmosfer sıcaklığının artması sonucunda Hollanda ve Bangladeş gibi düşük rakımlı ülkelerin sular altında kalacağına ilişkin öngörüler, herkesin malumudur. Atmosfere salınan gazlar, sera etkisi yaparak ozon tabakasını delmekte ve bunun sonucunda Güneş’ten kaynaklanan ultraviyole ışınları, insanları doğrudan etkilemektedir. Pek çok hayvan ve bitki türünün nesli tükenmektedir. Fabrika bacalarının yol açtığı çevre kirliliğine yönelik çeşitli önlemler alınmasına rağmen sorunun bütünüyle ortadan kalktığı söylenemez. Bu liste daha da uzatılabilir ancak meselenin ciddiyeti ve aciliyeti ortadadır ve daha fazla söze ihtiyaç hissettirmemektedir.
Doğanın, tarihte görülmedik ölçüde tahrip edilmesinin önemli bir nedeni, Sanayi Devrimi’yle birlikte üretim ve tüketimin kitlesel düzeyde yapılması ve bu alanlarda büyük bir artışın ortaya çıkmasıdır. Bu düzeydeki bir üretim için olağanüstü ölçülerde doğal kaynak kullanılmakta ve bu durum, doğanın dengesini bozmaktadır. Ayrıca “her ne şekilde olursa olsun üretim ve azami kâr güdüsüyle hareket eden kapitalist anlayış, mevcut sorunların büyümesine yol açmıştır. .
Bugün varılan noktada üretim ve tüketim döngüsünün yanı sıra insanın doğayla ilişkisinin yeniden ele alınması kaçınılmazdır. Doğayı sömürülecek bir kaynak olarak görmekten uzaklaşmak ve varoluşsal bir düzlemde ele almak zorunludur. Bununla birlikte gündelik hayatta hem canlı hem de cansız varlıklara karşı yeni bir ilişki biçimi geliştirmek, daha doğrusu kapitalist dönemde unuttuğumuz kadim evren tasavvurunu yeniden hatırlamak, tek çıkar yol gibi görünmektedir. Bu tasavvur, ahlakı, insan davranışlarının merkezine alır ve bütün ilişkileri iyilik ekseninde oluşturur. Belki de tek kurtuluşumuz; insana, hayvana, bitkiye ve cansız maddelere karşı iyilikle davranmak, iyiliğin diriltici gücüne sığınmak, iyilikle hayat bulmaktır.
Bütün bunlara binaen bu sayımızda insanın çevreyle ilişkisini konu edindik ve bu çerçevede Doç. Dr. Ahmet Atıl Taşçı, Yeşil Ekonomi’nin ne olduğu ve çevreyle barışık bir ekonominin nasıl oluşturulacağı hususunu ele aldı. Doç. Dr. Ahmet Bozyiğit ise çevre ahlakı üzerinde durarak sorunun çözümüne yönelik önemli bir imkândan bahsetmektedir. Doç. Dr. Furkan Yıldız’la yapılan röportaj ise konuyu çeşitli boyutlarıyla ele almaktadır.
Bu dönemdeki çalışmalarımız arasında yer alan “İş Ahlakı Bibliyografyası” ve “İş Ahlakı Sözlüğü”nden kısaca bahsetmek istiyorum. Alanında önemli bir boşluğu dolduran bu eserler, konuyla ilgili araştırma yapmak isteyenlere de yardımcı olacaktır. İGİAD’ın temel misyonundan kaynaklanan bu eserlerin herkese azami ölçüde fayda sağlamasını temenni ediyorum. Bu arada İTO ile ortak yayınımız olan ve Prof. Dr. Lütfi Sunar’ın hazırladığı “İktisadi Hayatta Ortaklıklar” ile Dr. Ramazan Tiyek’in hazırladığı “İnşaat Sektöründe İş Ahlakı” adlı raporumuzu dikkatlerinize sunuyorum.
Ayhan Karahan
İGİAD Başkanı