TÜRKİYE EKONOMİSİNDEKİ GÖRÜNÜM ÇERÇEVESİNDE KURDAKİ GELİŞMELER

01 Aralık 2016

İGİAD Başkanı Ayhan Karahan’ın açılış konuşmasıyla başlayan program, Medipol Üniversitesi Öğretim Üyesi Doç. Dr. Hatice Karahan tarafından “Türkiye Ekonomisindeki Görünüm Çerçevesinde Kurdaki Gelişmeler” konferansıyla devam etti.

Ayhan Karahan konuşmasında; ““Dövizle ilgili son on beş yıldır yaşamadığımız dalgalanmayı son iki aydır yaşıyoruz. Dolardaki artış iki ayda %19 u bulmuştur. Bu artışın sebebi olarak ABD'de yapılan seçim ve Türkiye’nin kredi notunun düşürülmesi etkili olmakla beraber Merkez Bankasının enflasyonu düşürmek için uzun yıllardır uyguladığı yüksek faiz düşük kur para politikasının da döviz artışına etkisi olmuştur. Döviz üzerinde oluşan kur baskısında gelinen noktada dövizde dikiş tutmamaya başlamıştır.

Ekonomik dengeler piyasa şartlarında gelişmeli, siyasetin ve politikanın baskısı olmamalıdır.

2002-2016 arasında enflasyonda %155, faizlerde %252, dövizde ise %105 artış oluşmuştur. Enflasyon faiz döviz artışında belli bir dengenin olmaması biriken sorunların bugüne taşınmasına sebebiyet vermiştir. Aynı dönemde getiri açısından enflasyon faiz ve dövizde kur artış oranlarına baktığımızda; 2002 de 1000 dolar karşılığı bir ürün %330 enflasyon artışıyla 2016 da 6180 liraya (1800 dolar), 2002 de 1000 dolar karşılığı 1440 lira %870 faiz artışıyla 2016 da 14.016 lira (4062 dolar), 2002 de 1000 dolar 1440 lira %140 kur artışıyla 2016 da 3500 liraya (1000 dolar) çıkmıştır. 2002-2016 arası %155 enflasyon döviz artışında yaşanmış olsaydı dolar bugün 6.180 lira olmuştu.

2002 yılında bir dolar 1.44 den 2016 yılında 15 yıl içinde 2.42 artarak 3.5 liraya çıkmıştır. Geriye dönük 1987- 2002 arası 15 yıl içinde dolar 1987 de 853 liradan 1724 kat artarak 1440000liraya (altı sıfır silinmeden) çıkmıştır. Geçmişte bu kadar büyük oranda kur artışını yaşamış ve krizi yönetmiş tacirler olarak bugünlerde yaşadığımız kur artışını paniğe kapılmadan önümüzdeki krizi yönetebilmeliyiz. İçinde bulunduğumuz kış iklimine uygun tedbirleri aldığımız gibi ekonomide de kış ortamını yaşadığımızı düşünerek hesaplarımızı bunun üzerine yapmalı, tedbirlerimizi almalı, basiretli davranan tacirler olmalıyız. Dövizdeki son on beş yıldaki artışla geçmişteki artışı karşılaştırarak; 2.42 kat artışı küçümsememeli, dövizdeki bu artış oranının sıklet ağırlığını iyi hesap etmeli, denizi geçip dere de boğulmamalıyız.  dedi. 

Açılış konuşmasının ardından Doç. Dr. Hatice Karahan’ın sunumu ile konferansa geçildi.

Doç. Dr. Hatice Karahan konuşmasında; 15 Temmuz öncesinde ekonomi piyasasında daha stabil bir ortam olduğunu söyledi. Özellikle 15 Temmuz sonrasını iyi tedbirlerle atlaşmışken asıl çıkışın yaşandığı zamanın 24 Eylül MODDY’S açıklaması sonrası olduğunu ifade etti. Ekonomimize etki eden son durumun ise 8 Kasım da ABD halkı tarafından 45. Başkan olarak tercih edilen Trump’ın galibiyetiyle sadece ABD'yi değil, dünyayı salladığını ve sonrasında ülke olarak kayıpların artmaya başladığını söyledi.

Ekonomi savaşı bizi bekliyor 

Doç. Dr. Hatice Karahan konuşmasında Trupm’ın ekonomiye etkileri şu şekilde anlattı;

“1.Etki: Trump’ın sert vaatleri, ABD ekonomisinin büyümesi bize FED in faiz artışlarına daha hızlı artış yapacağı fikrini ortaya çıkarıyor.

Yatırımcının yüksek faize doğru yani ABD ye doğru yönlenişi de durumu etkilen faktörlerden.

2.Etki: Trump’ın Korumacı ticareti piyasaları korkutuyor. Özellikle Meksika bu durumdan çok etkileniyor. Gelişmekte olan Asya ülkeleri ile problemi var Trump’ın. Bu anlamda trasnpasifik ortaklığını şu an ölmeye yakın olarak görebiliriz. Bu durum Çine bir armağan olacak. Aslından bu durumda Trump’ın istemediği bir şey.

Bu tedirginlikle beraber 8 Kasım sonrasında Meksika para biriminin %11,8 ile bir değer kaybı ikinci kısımda ise maalesef %9 ile Türkiye var.  Türk lirasının oynaklığı dünya zirvesinde. 

Cari açığın en önemli sebebi enerji 

Doç. Dr. Hatice Karahan özellikle cari açığın oluşmasında en büyük faktör olan enerjiyi bir şekilde halletmemiz gerektiğini ve bu alanda reformlara ihtiyacımız olduğunun altını çizdi. 

Karahan konuşmasında; “Ülke olarak Ilımlı mütevazi olarak büyüme tempomuz maalesef yavaşladı. 2016’ın 2.çeyreğinde 3,1 ile büyüme yaşadık. Özel tüketim artarken özel yatırımdan katkı alamamışız yani yatırım yapılmıyor. Fakat özel sektör yatırımcımız çekimser. İhracat maalesef 2. çeyrekte bizi aşağı çekiyor. İç talep bizi büyütüyor lakin yatırım sorunlarının devam ettiğini de görüyoruz.

3.çeyreğe dair mevcut göstergeler doğrultusunda ise, ilgili dönemde ekonomik performansın ciddi bir yavaşlama geçirdiğini ifade edebiliriz. Bu bağlamda, yıllık bazdaki büyüme hızının net ihracattan yine olumsuz etkilendiği ve bu kez iç talepteki desteği de önemli ölçüde yitirdiği anlaşılıyor. Hatta 3. çeyrekte gözle görülür bir yavaşlama yaşayan ekonomik performansın, işgücü piyasasında menfi baskıları beraberinde getirdiğini de hep birlikte gördük. Yılın 3. çeyreği, dış mal ticareti anlamında gerek ihracat gerekse ithalatın hız kestiği bir dönem olurken, Rusya ve Irak pazarlarında süregelen düşüşlerin ihracat kanadındaki olumsuz gelişimde başrolde olduğunu tespit ediyoruz. Bu dönem için altı çizilmesi gereken bir diğer nokta ise, turizmde belirgin bir şekilde devam eden zedelenmenin de ekonominin zayıflayan performansında etkili olduğudur.

İşte bu tespitlerden hareketle, önümüzdeki dönemde gerek ekonominin performansını yeniden canlandırma gerekse artan risklere karşı güçlü durabilme gereksinimleri, Türkiye ekonomisi için zorlaşan bir sürece işaret ediyor. Zor zamanları sağlıklı bir şekilde atlatabilmek için ise, güven unsurunun temel dinamik niteliğinde olduğunu düşünüyorum. “dedi.

Program, Doç. Dr. Hatice Karahan Hanımfendi’ye sorularla devam etti.

Yönetim Kurulu Başkanı Ayhan Karahan’ın Doç. Dr. Hatice Karahan’a hediye takdimi ile program son buldu.