Seminer: Ortaklık Kültürü

22 Mayıs 2007
Eğitim Komisyonumuz tarafından düzenlenen ve Prof. Dr. Nurullah Genç’in sunduğu Ortaklık Kültürü konulu seminer, 22 Mayıs 2007’de İGİAD Seminer salonunda gerçekleştirildi.

Kocaeli Üniversitesi, İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi, Yönetim ve Organizasyon Anabilim dalı başkanı olan Genç, alanıyla ilgili önemli eserler vermiş bir akademisyen. Hocanın işletme, yönetim, organizasyon, iş ahlakı ve sosyal sorumluluk ve ayrıca ortaklık ile ilgili önemli eserleri bulunuyor. Genç, bir çok çevrede tanınan değerli bir şair aynı zamanda.

Ortaklık Kültürü konulu seminerimizde Prof. Dr. Nurullah Genç, öncelikle zihniyet meselesi üzerinde durdu. Birey olarak, toplum olarak ve şirketler açısından yabancılaşma durumunu aşarak bir araya gelmemiz gerektiğini, ülkemizin ve toplumumuzun buna ihtiyaç duyduğunu belirtti. Genç’in ortaklık ile ilgili olarak ortaya koyduğu zihniyet meselesini şu şekilde formule edebiliriz: Zihinsel ortaklık yapılmadan fiziksel ortaklık yapılamaz.

Ekonomik açıdan bakıldığında dünyada artık ekonomi savaşlarının olduğunu ve bu ülkenin insanlarının ekonomik mücadeleyi de başarıyla vermesi gerektiğini söyleyen Genç, batılı anlamdaki ortaklıktan ziyade bize özgü bir ortaklık anlayışını yeniden diriltmemiz gerektiğini vurguladı.

Nurullah hoca, Ortaklık Kültürü’nde zihniyet meselesinin önemini ortaya koyduktan sonra pratikte yaşanan sorunlardan yola çıkarak bazı önemli tespitler yaptı. Bunlardan en önemlisi, başlangıçta şirketlerin heyecanla hareket etmeleri fakat işin içine girildiğinde işlerin karışması ve kurulması planlanan ortaklıkların daha başlamadan bozulması gerçeğiydi. Bu durum karşısında Genç, bir araya gelip enerjilerimizi çatıştırmak yerine bu enerjilerden sinerji oluşturup daha büyük bir güç oluşturmamız gerektiğini ileri sürdü.

Nurullah Genç, ortaklıklarda, ortakların birbirine kapalı olmalarını en önemli sorunların başından geldiğini düşünüyor. Bu kapalılık durumunun, ortakların bir süre sonra bazı hususları birbirlerinden saklama sürecini başlattığını ve o andan itibaren ortaklığın tehlikeye düştüğü belirten Genç, pompei sendromu adı verilen durumun ortaklıklarda sıkça yaşandığını, şirketlerin içinde bulundukları tehlikenin farkında olmaksızın işlerine devam ettiğini fakat bir süre sonra önemli sorunlarla yüz yüze geldiklerini belirtti.

Burada belirtilmesi gereken bir diğer temel mesele de şudur: Ortaklıklarda, ortakların kültüründen ortaklık kültürüne geçek gerekir. Her bir ortak, kendilerine has bireysel bir kültüre sahiptir. Ortaklıklarda ise bu bireysel kültürden ziyade ortaklık kültürü esastır. Ortaklık kültürü, bir sistemi ve güveni gerektirir.

Hocanın sunumunda öne çıkan hususları şu şekilde özetleyebiliriz:
► Çoğunluktan çıkan kararın önemlidir ve bu karar alındıktan sonra herkes buna uymak durumundadır.
► Ortaklık ile akrabalık birbiriyle karıştırılmamalıdır.
► Parasal yakınlık ile işletmedeki yakınlık farklı ogulardır
► Ortaklık zihniyeti, işletme mantığına dayandırılmalıdır.
► Ortaklıklarda ortak bir dile duyulan ihtiyacı gözden kaçırmamak gerekir.
► Hukuki ortaklığın tek başına yeterli değildir.
► Ortaklıklarda daha bilimsel yolları uygulamak gerekir.
► Eğitim ve re-organizasyonun büyüyen şirketlerin en temel özellikleridir.
► Ortaklık konusunda iş ahlakının, ortaklık ahlakının dikkatlice ele alınması gerekir.

Son olarak Nurullah Genç hocamızın ısrarla üstünü çizdiği temel düşünceye kulak vermek gerekiyor: Ya bir ortaklık kültürüyle bir araya geleceksiniz ya da yok olacaksınız!