İş Ahlâkı Müzakere Toplantıları

28 Ocak 2006
İGİAD Eğitim, Tanıtım ve Kültür Komisyonu tarafından organize edilen İş Ahlakı Müzakere Toplantılarının ilki 28 Ocak 2006 Cumartesi günü İGİAD dernek merkezinde gerçekleştirildi. İş Ahlakı: Genel Çerçeve konulu ilk müzakere toplantısına konuşmacı olarak Prof. Dr. Ahmet Tabakoğlu, Prof. Dr. Sedat Murat ve Prof. Dr. Mustafa Aykaç katıldılar. Programın ilk bölümünde Tabakoğlu, Felsefî, Sosyolojik ve İktisadî Açılardan İş Ahlâkı, Murat Loncalar ve Ahilikten Sanayi Devrimine, X ve Z Teorilerinden İş Ahlâkına: İnsan Araç mı Yoksa Amaç mı?, Aykaç ise Kapitalist Sistemin Felsefik Temelleri ve İş Ahlakı, başlıklı tebliğlerini sundular.

Oturum başkanlığı da yapan Tabakoğlu tebliğinde, iş ahlâkı konusunun dört yönüne vurgu yaptı. Önce konunun felsefî ve sosyolojik yönleri dile getirdi, ikinci olarak iş ahlâkının iktisat ve İslam iktisadı açısından yerini ve İslam çalışma ekonomisinin çerçevesi ortaya koydu. Üçüncü olarak geleneksel iş ahlâkını gerçekleştiren fütüvvet ve ahilik ilkeleri belirtti ve son olarak ta çağdaş olguları dikkate alarak iş ahlâkına doğru nasıl adımlar atılabileceği tartıştı. Murat ise işletmelerde insan davranışları ve bu davranışları açıklamaya yönelik ekollere değindikten sonra İslam’da çalışma ve iş ahlakı meselelerine odaklandı. Son olarak Aykaç ise kapitalizmin anlam köklerine değindi ve modern bilimin ne türden bir iktisadi ve sosyal ahlak anlayışı geliştirmeyi amaçladığını tartıştı.
İkinci bölümde ise sunulan tebliğler katılımcı İGİAD üyesi işadamlarıyla birlikte müzakere edildi. Tebliğlerde ve müzakerelerde ortaya çıkan görüşler, ana hatlarıyla şöyle özetlenebilir.

1- Ahlak, insanlar arası ilişkilerde iyi ve kötü biçiminde nitelenen davranış ve eylemlerdir, bir yönüyle yaşanan bir şeydir ve en genelde toplumlar ve insanlar için Doğru Nedir?e cevap arar. İş Ahlakı da, ahlak normu ve kurallarının iş hayatında işletmelerde, kuruluşlarda uygulanması ile ilgilidir. Etik ise, bunlar üzerindeki düşünceler ve ilkelerdir. Son yıllarda ahlak ve iş ahlakı yerine etik ve iş etiği kavramları kullanılmaktadır. Bu kullanım yanlış olmamakla birlikte, kavram kargaşası oluşturmakta ve bir takım işlevsel sorunlara yol açmaktadır. Ahlak kelimesi hem cari ahlak kuralları hem de ahlak felsefesi anlamında dilimize yerleşmiş bir kavramken, etik teriminin kullanılması, özellikle iş ahlakı alanında halkımızın önemli bir kesiminde herhangi bir çağrışım oluşturmamaktadır. Dolayısıyla iş ahlakı teriminin kullanımı tercih edilmelidir.

2- Ahlak, bir bilinç meselesidir, iç ve dış ahlak olarak bir bütündür. İçerdeki temiz duygular, dış davranışlarla bütünleşirse daha anlamlı olur. İçimizdeki dünyanın güzelliği, dışımızda, diğer insanlarla paylaştığımız dünyayı yaşanabilir hale getirebilmek için büyük bir olanak sunabilir.

3- İlk ortaya çıktığından itibaren, kapitalist zihniyet verimliliği ve karını nasıl artırabileceği arayışı içerisindedir. Bu düşünce doğrultusunda birçok görüş ve düşünce ekolleri ortaya çıkmış ve çalışma hayatında insan davranışlarını ve işe yönelik tutumlarını incelemeye çalışmışlardır. Zamanla insanın sosyo-psikolojik özelliklerini dikkate almışlar ve çalışanları kurumlarına daha fazla bağlayabilmek ve daha çok verim elde edebilmek için kurum kültürünü geliştirmişler ve nihayet 1970’li yıllardan sonra artan ahlaksızlıklar ve süistimaller sonucunda da iş ahlakı üzerinde durma ihtiyacı ortaya çıkmıştır. Burada özellikle vurgulanması gereken nokta, çalışanlara yönelik tüm bu araştırmaların ve incelemelerin odak noktasını verimliliğin ve dolayısıyla karların daha fazla artırılması düşüncesidir. Yani, tüm bu düşünce ekollerinde insan bir amaç olarak değil, daha çok bir araç olarak kullanılmaktadır.

4- Pre-kapitalist dönemde iktisat ve din iç içe geçmiş idi. Ancak modern bilim iktisadın kutsalla bağını kopardı. Yeniden oluşturulacak iş ahlakında iktisadın kutsalla irtibatı göz önünde tutulmalıdır.

5- İş ahlakı, birey, aile ve toplum ahlakından bağımsız değildir. Dolayısıyla, bireyin ahlaklı olmasında aile ve eğitim kurumlarının çok önemli yeri vardır. Buradan hareketle, iş ahlakının oluşturulması için en başta aile içi eğitim ve terbiyenin ve aynı zamanda okullarda verilen eğitimin son derece önemli olduğu söylenebilir. Ancak eğitim iş ahlakına uygun davranış ve eylemler için yeterli değildir. İnsanın fıtratını göz önünde bulundurup, iş ahlakının oluşturulması için işletmelerde eğitim dışında -fakat eğitimin önemini ihmal etmeden- başkaca önlemler de almak gerekir. Bu konuda alınması gereken tedbirleri şu şekilde özetlenebilir:

● İşletmede iş ahlakı konusunda yazılı ahlak kuralları ve kodları oluşturulmalıdır,
● Organizasyon, iş ahlakı konusunda ahlak standartları tespit etmeli ve bu standartlara uygun hareket etmelidir,
● Lider ve üst yönetimin organizasyon çalışanlarına örnek olacak şekilde ahlaki davranış ve eylemlerde bulunması gereklidir,
● Lider ve üst yönetimin organizasyonda iş ahlakının tesis edilmesi konusunda kararlı ve inançlı olması gerekir,
● Organizasyonda ahlak kültürünün uzun dönemli olarak kurumsallaşması gereklidir,
● Organizasyonda iş ahlakına yönelik davranış ve eylemler takdir görmeli ve ödüllendirilmeli; buna karşın iş ahlakına uygun olmayan davranışlar kınanmalı, gerekirse cezalandırılmalıdır,
● Organizasyonda ahlak konusuna önem verildiği açık olarak hissedilmelidir. (Örneğin, organizasyonda iş ahlakına yönelik afiş ve sloganlar asılmalıdır.),
● İş ahlakı konusunda çalışanlara sürekli eğitim sağlanılmalıdır,
● İş ahlakına yönelik hukuksal düzenlemeler (örneğin, vergi kaçakçılığı ile mücadele programı, kaçak işçi çalıştırma ile mücadele, haksız rekabet ile mücadele, tüketici koruma, vs.) yapılmalıdır.

6- İş ahlakıyla ilgili çalışmalar yapılır ve bu doğrultuda bazı kural ve ilkeler oluşturulurken, iş ahlakının toplumsal genel ahlaktan bağımsız olamayacağı ve iş ahlakıyla ilgili bu kural ve ilkelerin sadece yazılı birer metin halinde sergilenmesinden çok bunların işgörenler ve işverenler tarafından içselleştirilmesi yani gönüllere indirilmesi unutulmamalıdır.

7-