İGİAD’IN 2023 YILI İKİNCİ YARISI İÇİN İNSANİ GEÇİM ÜCRETİ (İGÜ) 14.500 TL
Türkiye İktisadi Girişim ve İş Ahlakı Derneği (İGİAD) tarafından yapılan araştırma sonucunda İstanbul’da ortalama büyüklükte bir ailenin, insani şartlarda aylık geçimini sağlayabilmesi için İnsani Geçim Ücreti (İGÜ), 2023 yılı için 10.606 TL olarak belirlenmiştir.
2022 yılında yükselen enflasyon 2023 yılında da enflasyonun yükseleceğinin habercisiydi. 2023 yılı İnsani Geçim Ücretini açıklarken belirlenen İGÜ rakamının ilk altı ay için geçerli olacağı ikinci altı ay için İnsani Geçim Ücretinin yeniden belirlenmesi gerektiği ifade edilmiştir.
İGİAD İnsani Geçim Ücreti (İGÜ) Tespit Komisyonunun Haziran ayında yaptığı çalışma sonucunda yükselen enflasyon dikkate alınarak İstanbul’da yaşayan iki çocuklu dört kişilik bir ailenin; gıda, giyim, konut, su, elektrik, gaz ve diğer yakıtlar, mobilya, ev aletleri ve ev bakımı, sağlık, ulaştırma, haberleşme, eğlence ve kültür, eğitim hizmetleri ve sair harcamalarını karşılayabilmek, onurlu bir yaşam sürebilmek için 2023 yılı ikinci yarısı için 14.500 TL insani geçim ücreti alması gerekmektedir.
İGİAD, İnsani Geçim Ücreti (İGÜ) olan 14.500 TL’nin 2023 yılının ikinci yarısından itibaren iş görenlere verilmesi gerektiğini işverenlere tavsiye etmektedir.
İNSANİ GEÇİM ÜCRETİ (İGÜ) NEDİR?
“Helal Kazancın Adil Paylaşımı”
“Helal kazancın adil paylaşımı” ilkesini benimseyen İGİAD, piyasa şartları uygulaması yerine alternatif İGÜ – İnsani Geçim Ücreti uygulamasını geliştirmiştir. İGÜ, farklı bölgelerde ortalama büyüklükteki ailelerin insanca geçimini sağlayacağı taban ücret seviyesidir. Bu uygulamanın temeli, alt gelir grubundaki işgörenlerin insanca yaşam standardına erişmesine yardımcı olmaktır. İGÜ, aynı zamanda, işverenin, yanında çalıştırdığı işgörenleri yoksulluğa mahkûm etmemesi, üretilen artı değerin adil bir şekilde paylaşılması ve bu sayede iş ortamındaki motivasyonun arttırılması gereğini ortaya koymayı amaçlayan bir uygulamadır.
İGİAD, işveren ve işgören gibi ana unsurlarının kazanca katkıları oranında ve oluşan kârı hakkaniyet çerçevesinde paylaşılmasını, adil ve hak merkezli bir iş hayatının gerçekleşmesi için asgarî şart olarak görmektedir. Bu prensip hem inanç hem sosyal dayanışma hem de işletme veriminin artırılması açısından önemlidir. Bu sayede hakkaniyete dayalı ve adil bir paylaşım gerçekleşmiş olacak, toplumsal barışın ve düzeyli bir kalkınmanın önü açılacaktır.
İGÜ uygulamasında piyasa şartları değil hakkaniyet, yardımlaşma ve ücretin yeterliliği esas alınmaktadır. Özellikle emek arzının yoğun olduğu ülkemizde piyasa mekanizmasının çalışanların aleyhine bir durum oluşturduğu açıktır ve bu çok yoğun bir şekilde istismar edilmektedir. Burada istismar, tek taraflı olmamakla birlikte işveren tarafı uygulayıcı taraf olarak daha fazla önem taşımaktadır.