- YAYINLAR
- Bülten sayı: 22
Bülten sayı: 22
22. sayımızda Medya Ahlakı dosya konusu etrafında oluşturulmuş yazıları, İGİAD’ın faaliyetlerini, üyelerimizden haberlerin derlendiği yazıları ve merakla okuyacağınız diğer bölümleri bulacaksınız.
Medya Ahlakını mesleki açıdan ele aldığımız bu sayımızda; basın, gazetecilik, TV yayını ve reklamcılık gibi konuları ahlakî açıdan irdelemeye gayret gösterdik. Farklı mecralardan, çeşitli medya kuruluşlarında medya mensupları ve akademisyenlerin yazılarının bulunduğu Kapak Dosyası bölümünü ilgiyle okuyacağınızı düşünüyoruz. Türkiye’de sektörlerin dağılımına baktığımızda ahlakî duyarlılıklar açısından dikkat çeken ve bu yönüyle de tehlike çanları çalan bir sektör var. Hem de sektörde uzun yıllardır devam eden sorunlara, değişen ve gelişen teknoloji ile birilikte yenileri eklenip duruyor. Çünkü sektör büyüyor ve etkinlik alanı genişliyor. Evet, medya sektöründen bahsediyoruz. Düşünün ki ne halk memnun ne de medya sektöründe çalışanlar. Peki, kim memnun? Demokrasilerde yasama, yürütme ve yargıdan sonra 4. kuvvet olarak medya anılıyor. Peki, gerçekten de medya dördüncü kuvvet midir? İşte bu biraz karışık bir mesele olarak karşımızda duruyor. Aydın Engin, Birinci Kuvvet Medya ve Medya Ahlakı isimli yazısında dikkatlerimizi bu mizahi tabloya çekiyor ve medyanın dördüncü kuvvet değil, birinci kuvvet olduğunu savunuyor.
Fahri Sarrafoğlu, El Vicdanda, Göz İnsanda, Gönül Allah’ta Olacak! başlıklı yazısında, deneyimlerinden yola çıkarak medyadaki ahlak dışı durumları bir gazeteci üslubuyla gözler önüne seriyor. Ege Cansen, Basında Ahlak başlıklı yazısında, sektörde zarar etmesine rağmen varlığını devam ettiren medya organlarının aslında bu ısrarının altında tetikçilik etme görevi olduğunu iddia ediyor. Cansen, tüm bunların ne genel ahlaka, ne de medya meslek ahlakına uymadığının altını çiziyor. Medya Meslek Ahlakı isimli yazısıyla Doç. Dr. Seda Çakar Mengü, gazetecilere görev ve sorumluluklarını hatırlatıyor. Gazetecilerin öncelikli görevinin, halkın gerçekleri öğrenmesini sağlamak olduğunu söylüyor. Kemal Çiftçi, Medya Ahlakı veya Ahlaklı Medya isimli yazısında, gerçekleri çarpıtarak toplumda kargaşa doğmasına yol açan medyanın varlığına dikkat çekiyor ve geçmiş zamanlardan manidar örnekler vererek meselenin daha iyi anlaşılmasını sağlıyor. Medya ahlakı konusunda görüşlerine başvurduğumuz Prof. Dr. Nilüfer Sarısezer, besleme basın, besleme medya, yandaş medya ve devlet medyası gibi tanımlamaların yerini bağımsız medya, özgür medya gibi adlandırmaların yer alması gerektiğini söylüyor.
Medya ile ekonomi arasında dikkat edilmesi gereken önemli bir bağ var. Celal Toprak ve Fatma Çiftçi bu konuya dikkat çekiyorlar. Prof. Dr. Coşkun Can Aktan, Türkiye’de Medya Ahlakı Sorunu başlıklı yazısıyla, medyanın yüz yüze kaldığı ahlaki sorunları sıralıyor ve bir anket çalışmasından örnekler veriyor. Adnan İnanç, Medyanın Ahlak ile Sınavı başlıklı yazısıyla, medya meslek ahlakı çerçevesinde sektörde önemli bir sorun halini alan tekelleşme konusuna dikkat çekiyor. İnanç, medyayı toplumsal mühendislik aracı olarak da inceliyor ve ilginç tespitlerde bulunuyor. Aybüke Serttaş, Reklam ve Etik: Zıt Kutuplar ya da Elmanın İki Yarısı adlı yazısında, rekabetçi piyasada etik ilkelere uyarak reklam süreçlerini yöneten firmaların kamuoyunda saygınlık ve güven tesis edeceğini dile getiriyor.
Her sayımızda olduğu gibi bu sayımızda da, dosya konumuz dâhilinde bir röportajımız bulunuyor. Medyayı bilen, iş adamı ve akademisyen kimliğine de sahip üyemiz İsrafil Kuralay ile medya üzerine söyleştik. Alanda ön plana çıkmış belli başlı soruları kendisine yönettik, sorularımıza cevaplar aradık.
Bakış bölümümüzde, KOSGEB İkitelli
Medya Ahlakını mesleki açıdan ele aldığımız bu sayımızda; basın, gazetecilik, TV yayını ve reklamcılık gibi konuları ahlakî açıdan irdelemeye gayret gösterdik. Farklı mecralardan, çeşitli medya kuruluşlarında medya mensupları ve akademisyenlerin yazılarının bulunduğu Kapak Dosyası bölümünü ilgiyle okuyacağınızı düşünüyoruz. Türkiye’de sektörlerin dağılımına baktığımızda ahlakî duyarlılıklar açısından dikkat çeken ve bu yönüyle de tehlike çanları çalan bir sektör var. Hem de sektörde uzun yıllardır devam eden sorunlara, değişen ve gelişen teknoloji ile birilikte yenileri eklenip duruyor. Çünkü sektör büyüyor ve etkinlik alanı genişliyor. Evet, medya sektöründen bahsediyoruz. Düşünün ki ne halk memnun ne de medya sektöründe çalışanlar. Peki, kim memnun? Demokrasilerde yasama, yürütme ve yargıdan sonra 4. kuvvet olarak medya anılıyor. Peki, gerçekten de medya dördüncü kuvvet midir? İşte bu biraz karışık bir mesele olarak karşımızda duruyor. Aydın Engin, Birinci Kuvvet Medya ve Medya Ahlakı isimli yazısında dikkatlerimizi bu mizahi tabloya çekiyor ve medyanın dördüncü kuvvet değil, birinci kuvvet olduğunu savunuyor.
Fahri Sarrafoğlu, El Vicdanda, Göz İnsanda, Gönül Allah’ta Olacak! başlıklı yazısında, deneyimlerinden yola çıkarak medyadaki ahlak dışı durumları bir gazeteci üslubuyla gözler önüne seriyor. Ege Cansen, Basında Ahlak başlıklı yazısında, sektörde zarar etmesine rağmen varlığını devam ettiren medya organlarının aslında bu ısrarının altında tetikçilik etme görevi olduğunu iddia ediyor. Cansen, tüm bunların ne genel ahlaka, ne de medya meslek ahlakına uymadığının altını çiziyor. Medya Meslek Ahlakı isimli yazısıyla Doç. Dr. Seda Çakar Mengü, gazetecilere görev ve sorumluluklarını hatırlatıyor. Gazetecilerin öncelikli görevinin, halkın gerçekleri öğrenmesini sağlamak olduğunu söylüyor. Kemal Çiftçi, Medya Ahlakı veya Ahlaklı Medya isimli yazısında, gerçekleri çarpıtarak toplumda kargaşa doğmasına yol açan medyanın varlığına dikkat çekiyor ve geçmiş zamanlardan manidar örnekler vererek meselenin daha iyi anlaşılmasını sağlıyor. Medya ahlakı konusunda görüşlerine başvurduğumuz Prof. Dr. Nilüfer Sarısezer, besleme basın, besleme medya, yandaş medya ve devlet medyası gibi tanımlamaların yerini bağımsız medya, özgür medya gibi adlandırmaların yer alması gerektiğini söylüyor.
Medya ile ekonomi arasında dikkat edilmesi gereken önemli bir bağ var. Celal Toprak ve Fatma Çiftçi bu konuya dikkat çekiyorlar. Prof. Dr. Coşkun Can Aktan, Türkiye’de Medya Ahlakı Sorunu başlıklı yazısıyla, medyanın yüz yüze kaldığı ahlaki sorunları sıralıyor ve bir anket çalışmasından örnekler veriyor. Adnan İnanç, Medyanın Ahlak ile Sınavı başlıklı yazısıyla, medya meslek ahlakı çerçevesinde sektörde önemli bir sorun halini alan tekelleşme konusuna dikkat çekiyor. İnanç, medyayı toplumsal mühendislik aracı olarak da inceliyor ve ilginç tespitlerde bulunuyor. Aybüke Serttaş, Reklam ve Etik: Zıt Kutuplar ya da Elmanın İki Yarısı adlı yazısında, rekabetçi piyasada etik ilkelere uyarak reklam süreçlerini yöneten firmaların kamuoyunda saygınlık ve güven tesis edeceğini dile getiriyor.
Her sayımızda olduğu gibi bu sayımızda da, dosya konumuz dâhilinde bir röportajımız bulunuyor. Medyayı bilen, iş adamı ve akademisyen kimliğine de sahip üyemiz İsrafil Kuralay ile medya üzerine söyleştik. Alanda ön plana çıkmış belli başlı soruları kendisine yönettik, sorularımıza cevaplar aradık.
Bakış bölümümüzde, KOSGEB İkitelli