Asgari Geçim Ücreti (AGÜ) - 2009

14 Kasım 2008
ASGARÎ GEÇİM ÜCRETİ (AGÜ) NEDİR?

Helal Kazancın Adil Bölüşümü

Günümüz çalışma hayatı, iş görenlerin kabiliyeti ve imkânları ölçüsünde çalışmaları ve bunun karşılığında piyasa şartlarına göre ücret almaları esası üzerine kurulmuştur. Adil uygulamalara rastlamakla birlikte genelde kapitalist mantıkla azamî kâr elde etme arzusu ücret düzeyinin belirlenmesinde etkili olmaktadır. Bu mekanizma ve zihniyet sebebiyle - pazarlık gücünün zayıf olmasından dolayı- iş gören, marjinal üretkenliğinin çok altında bir ücret almaktadır. Bu durum ise tarafların birbirlerini anlamayan ya da anlamak istemeyen tutumlarına, dolayısıyla sosyal barış, paylaşım, diğerkâmlık gibi toplumu var eden değerlerin zayıflamasına yol açmaktadır.

Helal Kazancın Adil Bölüşümü ilkesini benimseyen İGİAD, piyasa şartları uygulaması yerine alternatif ASGARÎ GEÇİM ÜCRETİ (AGÜ) politikası kavramını geliştirmiştir. Bu aslında bütün işverenler tarafından uygulanması gereken bir standarttır. Çünkü bizlere göre insan onuruna yaraşır bir ücret ayrıcalık değil, tersine temel bir haktır. İş hayatında sağlıklı ve insanî ilişkilerin kurulabilmesi için emek-sermaye uzlaşmasının ön şart olduğunu düşünmekteyiz. Bu politikanın temeli, alt gelir grubundaki iş görenlerin insanca yaşam standardına erişmesine yardımcı olmaktır. İşveren açısından da yanında çalıştırdığı işgörenleri yoksunluğa ve yoksulluğa mahkûm etmemesi, üretilen artı değerin adil bir şekilde paylaşılması ve böylece iş ortamının motivasyonunun arttırılması gereğini ortaya koymaktır. Ayrıca bu uygulamanın sosyal barışa katkı sağlayacağını da düşünmekteyiz.

Asgarî geçim ücreti (AGÜ) iki çocuklu bir ailenin insanca geçimini sağlayacağı taban ücret seviyesidir. İşverenin kazancına bağlı olarak bu ücreti minimum kabul edip daha fazla vermesi tavsiye edilmektedir. İş hayatında bir ticârî faaliyetin işveren ve işgören gibi ana unsurlarının kazanca katkıları oranında ve oluşan kârı hakkaniyet çerçevesinde paylaşması, adil ve hak eksenli bir iş hayatının gerçekleşmesi için asgarî şarttır. Bu prensip hem inancımız hem de işletme veriminin artırılması açılarından çok önemlidir. Böylece toplumsal barışın ve kalkınmanın tohumları atılmış olacaktır. Burada piyasa şartları değil hakkaniyet, yardımlaşma ve ücretin yeterliliği esas alınmaktadır. Özellikle emek arzının yoğun olduğu ülkemizde piyasa mekanizmasının çalışanların aleyhine bir durum oluşturduğu açıktır ve bu çok yoğun bir şekilde istismar edilmektedir. Burada istismar, tek taraflı olmamakla birlikte işveren tarafı uygulayıcı taraf olarak daha önemlidir.